
Antepfıstığı ağacı toprak isteği bakımından kanaatkar bir türdür.
Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nin kayalık, taşlık, çok sığ, organik
madde içeriği düşük, besin elementlerince fakir ve kireçli
topraklarında yetişebilmektedir. Toprak bakımından pek seçici
olmadığından birçok tarım ürünü için uygun olmayan arazilerde
gelir getiren bir tür olarak önemi büyüktür. Ancak bu özelliği
antepfıstığı ağacının sığ, verimliliği düşük topraklara dikilmesi
gerektiği algısına yol açmamalıdır. Aksine derin, verimliliği
yüksek topraklarda hem gelişmesi daha iyi, hem de verimi
yüksek olur. Toprak pH’sı 7,5-8,5 arasında, tuzluluk sorunu
olmayan, derin, haff yapılı toprakları sever. Drenaj sorunu olan,
havalanması düşük topraklarda antepfıstığı zarar görür.
Bu nedenle ağır balçık yapısına sahip olan taban arazilerde drenaj
yapılmaksızın antepfıstığı bahçesi tesis edilmemelidir. Bitki
besin elementleri içeriği bakımından da antepfıstığı bahçelerinde
yetersizlikler söz konusudur. Bölge topraklarında organik
madde içeriğinin düşük olması yanında, toprakların bitki besin
elementlerinden azot, fosfor, demir, çinko ve mangan içerikleri
bakımından fakir olması veya bu minerallerin yararlanılabilir
formda olmamaları, verimlilik için önemli bir kısıttır. Bu nedenle
arzulanan düzeyde bir verim alınabilmesi için tesis kararı
verilmeden önce toprak analizinin yapılması büyük önem taşır.
Toprak isteği bakımından çok seçici olmamakla birlikte, yaz
aylarında sıcaklık isteği yüksek bir türdür. Buna karşılık kışın
düşük sıcaklıklara, kış donlarına dayanıklıdır. Güneydoğu
Anadolu Bölgesi’nde sıfırın altında 20°C ’ye varan kış donlarında
bile yaşamını devam ettirebilmektedir. Ancak ilkbaharda
soğuk havalardan hoşlanmamakta, çiçek tomurcukları şiddetli
soğuktan etkilenebilmekte, geç don olarak isimlendirilen ilkbahar
donlarından zarar görmektedir. Bu nedenle Güneydoğu Anadolu
Bölgesi’nde ilkbahar donlarının görüldüğü yüksek rakımlı
bölgeler ile 900-1000 metre rakımın üzerinde don etkisinin
daha fazla olduğu doğu, kuzey bakılar, antepfıstığı bahçesi tesisi
için riskli alanlardır. Geç donlar en fazla çiçek tomurcuklarını
etkilemektedir. Oluşacak bir don ile meyveye dönüşecek
karagözlerin hemen hemen tamamı zarar görebilir,
çünkü bu dönem artık ağaçlara su yürüdüğü, tomurcukların
şişmeye başladığı zamandır. Antepfıstığı ağaçları Nisan ayında
çiçek açtığında, geç donların görülme olasılığı düşük olsa da,
dönemsel olarak bu aylarda don vakaları olabilmektedir.
Bu dönemde hücrelerde su içeriği yüksek olduğundan, suyun
donması ile oluşan buz kristalleri hücre çeperini parçalar ve
hücreler ölür. Bu nedenle geç donlara maruz kalan yerlerde ya da
don çukuru tabir edilen soğuk havanın aşağı inerek durgunlaştığı,
hava akımının olmadığı yerler, antepfıstığı bahçesi tesisine
uygun yerler değildir.
Antepfıstığında meyvelerin olgunlaşması için yaz aylarında
yüksek sıcaklık gereksinimi vardır. Bu istek karşılanamazsa
meyve içini dolduramamakta, meyvede çıtlama olmamakta ve
kavlatma sorunu ortaya çıkmaktadır. Tohumların olgunlaşmaları
ise uzun sürmektedir. Bu nedenle Güneydoğu Anadolu Bölgesi
dışında yer alan bahçelerde, Ekim ayına kadar meyvenin
olgunlaşmadığı hala yeşil kaldığı görülebilmektedir.
Antepfıstığı ağacı birçok meyve ağacında olduğu gibi
soğuklama ihtiyacı olan bir ağaçtır yani belli bir dönemi
düşük sıcaklıkta geçirmesi gerekmektedir. Yeterince soğuk bir
dönem geçirmediklerinde, çiçek tomurcukları patlamamakta,
patlasalar bile dişi çiçekler polen kabul edemeden dökülmekte
ya da bekleme olmaksızın kış aylarında tomurcuklar
patlayabilmektedir.
Antepfıstığı çeşitleri arasında soğuklama ihtiyacı bakımından
farklılıklar bulunmaktadır. En az soğuklama ihtiyacı olan çeşit
Uzun çeşidi iken en fazla soğuklama ihtiyacı duyan çeşitler
Kırmızı ve Ohadi çeşitleridir. Düşük rakımlı yerlerde Kırmızı
ve Ohadi çeşitleri kullanılmamalı, kış aylarında aylık ortalama
sıcaklığın 7°C’nin üzerinde olduğu yerlerde antepfıstığı üreticiliği
düşünülmemelidir.
Antepfıstığı ağacının yoğun olarak yetiştirildiği Gaziantep,
Şanlıurfa, Siirt illerinin iklim özelliklerine bakıldığında genel
olarak ağacın sıcaklık isteğine uygun olduğu görülmektedir.
Bölgede havalanması düşük çok ağır topraklar, anakayanın
çatlaklı olmadığı çok sığ topraklar ve yüksek rakımlı yerler hariç
bir sorun olmadığı söylenebilir. Güneydoğu Anadolu Bölgesi
dışında kalan bölgelerde antepfıstığının soğuklama ihtiyacı göz
önüne alınmalı, kış ortalama sıcaklıklarının yüksek olduğu, yaz
aylarında yüksek sıcaklığa sahip olmakla birlikte hava neminin de
yüksek olduğu, geç donların görüldüğü yerler ile yüksek rakıma
sahip araziler, antepfıstığı bahçesi kurmak için yüksek risk
taşıyan yerler olarak dikkate alınmalıdır.
KAYNAK:TEMA VAKFI
M.METİN ŞENOL HOCAMIZI SAYGIYLA ANIYORUZ